17 Ocak 2025 Cuma

ANNELİK

                             ANNELİK 

 

"Dünyanın en güzel, en özel duygusundan bahsediyorum bugün: Annelik. En güzel, en anlamlı, en zirve, en karmaşık, en endişe dolu, en mutluluk dolu... Kelimeler kifayetsiz kalıyor bu duyguyu anlatmaya. Yürüyen kalbim, nefesim, canım olan EVLADIM. Ömrüm, dünyam, hayatımın hazinesi.

Enlerle dolu bu duygu, yaşanan her şeyi zirveye taşıyor. Mutluluk bir gülüşe bedel derler ya, işte o evlat gülümsemesi mutluluğu, kahkahası bir anda her şeyi silip götürür, içini huzurla doldurur. Endişe, kaygı, korku, üzüntü... Yine zirvede yaşanan o duygular; gözünden sakındığın, üstüne titrediğin evladının büyümesi, hayattan uzaklaşmaya başlaması, kalbinin kırılıp ağlaması...

Hani derler ya, kimse kimsenin mutluluğunu üzüntüsünü hissedemez diye. Anneler hariç. Anneler evlatlarının mutluluğuyla mutlu, mutsuzluğuyla mutsuz olur. Öyle garip, öyle derin bir duygu ki bu. Hayat, anne olunca birden değişiverir. Bütün öncelikler, bütün sevgiler, bütün anlamlar, bütün hayat evladına toplanır.

Bir koku ki asla değişmeyen, unutulmayacak olan: Evladının ilk kokusu. Hep mi aynı olur, hiç mi değişmez o ilk günkü koynuna başını dayadığı koku? Hayatın anlamı o koku. Ve böylece büyürken yaşanan değişimler, zorluklar, mutluluklar sürer gider. Beraber büyüdüğün, beraber yaşadığın, asla vazgeçmediğin, günden güne daha çok güçlenen, günden güne artan duygular: Annelik..."



"Büyüyünce daha zor derlerdi, hadi oradan derdim yaşamadan bilemiyor ya insan, nesi zor? Nesi mi her şey zormuş; senden ayrı kaldığı her saniye kalbinin çırpınması, beyninin kabul etmeye çalışması, alışmaya çabalaması, kabullenip teslim olması... İşte karmakarışık duygular içindeyim; adı Annelik. Adı Evlat, tek bildiğim bu. Bir an bile ayrılmak istemediğin ama hayatın doğası gereği olan doğumla başlayan, büyümeyle hayatla devam eden döngü bu. İşte tam da bu noktadayım, anneliğin zor evrelerinden birindeyim.
Allah iyilerle karşılaştırsın, melekler yanlarında olsun tüm evlatlarımızın. Yazsam yazarım yazamam, öyle bir haldeyim ki anlatsam anlaşılamaz, öyle bir lal geldi ki sussam olmuyor, susmasam olmuyor. Öyle bir gariplik, öyle bir teslimiyet, öyle bir zerrezeniş...
Annelik ey Annelik, sen nelere kadirsin! Sen nasıl uçsuz bucaksız bir sevgisin, sen nasıl bir duygusun? Anne olunca anlarsın derdi ya annelerimiz, işte tam da o denilen, anne olunca anlıyorsun.
Annelik pazara değil, mezara kadar diyip yazımı noktalıyorum."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder